İnşaat sektörü çok değerli ve önemli bir sektördür. Her ne kadar birçok faydası olsa da aslında tehlikesi de vardır. Bu tehlike doğanın, yapılara verdiği bir zarardır. Deprem.
Deprem; yer kabuğunda meydana gelen sarsıntıların yeryüzünü etkilemesidir. Bu sarsıntılar yeryüzündeki yapıların yıkılmasına, insanların zarar görmesine neden olur. Bu nedenle inşaat mühendisleri yapıların daha sağlam yapılmasına, yıkılmaması için yeni teknolojilerin geliştirilmesi için çalışmaktadır. Deprem bir doğal afet olduğu için buna yapılabilecek bir durum yoktur. Fakat yapılacak yapıların sağlam olması, deprem bölgesinden uzakta olması gibi önlemler alınarak depremin doğuracağı sonuçlar en aza hatta sıfır noktasına indirilebilir.
Deprem yer altında meydana gelen sarsıntılardır. Binalar ya da diğer yapılar ise buna karşı koymaya çalışır. Bunu inşaat mühendisleri açısından inceleyecek olursak; bu bireylere göre deprem de bir eylemsizlik prensibi vardır. Peki nedir bu eylemsizlik prensibi? Şöyle bir örnek ile açıklayalım; bir yolda araç ile giderken araç ivme kazandığı zaman siz yolcu olarak buna karşı koymaya çalışırsınız. İşte buna eylemsizlik prensibi denir. İnşaat mühendislerine göre depremde de bu kural geçerlidir. Yani yapı, yer altında meydana gelen sismik harekete belli bir kuvvet nezdinde karşı koymaya çalışır. Burada da bir eylemsizlik mevcuttur. Bu karşı koyma yeterli olmadığı içinde yapılarda sallanma meydana geliyor. İşte inşaat mühendisleri açısından deprem budur.
Bir deprem esnasında yapı ne kadar büyük ve ağır olursa olsun. Önemli olan sallanmanın şiddetidir. Yer altında meydana gelen sallantı ne kadar şiddetli ise binanın yıkılma olasılığı o kadar yüksektir. Bilimsel açıdan bu konu Newton kanunu ile alakalıdır. Eğer toplum olarak depremden en az zarara uğramak istiyorsak sallantı esnasındaki kuvveti azaltmamız gerekir. Peki bu nasıl olacak? Bunun Türkçesi aslında ivmenin ve kütlenin azaltılması demektir. Yani yapıyı oldukça hafif yapmalıyız. Ayrıca yaptığımız yapıyı da erozyon bölgesinden uzakta yapmamız gerekmektedir. Çünkü oluşabilecek bir toprak kayması ya da yer altında sallantı yapının yıkılmasına yol açacaktır.
Bu nedenle konuya daha detaylı ve de titiz yaklaşmamız gerekmektedir.